elifimo
17 Ekim 2013 Perşembe
SU (YAĞMUR) NASIL OLUŞUR? VE BULUTLAR
SU (YAĞMUR) NASIL OLUŞUR? VE BULUTLAR
|
13 Ekim 2013 Pazar
9 Ekim 2013 Çarşamba
dünyanın en uzun adamı
Sultan Kösen’in, boyunun sürekli uzamasının sebebi, hipofiz bezindeki bir tümöre bağlamaktadırlar. Kösen’in aşığı uzayan yürüyebilmektedir.
Kösen, en çok boyuna göre giysi bulamamaktan, 60 numara olan ayakları için ayakkabı bulamamaktan ve evlenecek kız bulamayacağından dert yanmakta.
Guiness Rekorlar Kitabı sayesinde adını tüm dünyaya duyuran Sultan Kösen, çeşitli ülkelerin davetleri üzerine yurtdışı gezilerine katılmakta, televizyon şovları, konferanslar ve benzeri etkinliklere katılmaktadır.
Şu an için halen dünya rekorlarını elinde bulunduran Sultan Kosen’dir. Leonid Stadnik’in, günde altı sefer boy ölçümüne karşı gelmesi nedeniyle rekorlar kitabına girememiştir.
Sultan Kösen’in, Guinness Rekorlar Kitabı’ndaki rekoruna buradan ulaşabilirsiniz.
28 Temmuz 2013 Pazar
Bitmiş pillerin çevre ve insan sağlığına olan zararı nelerdir?
Bitmiş pillerin çevre ve insan sağlığına olan zararı nelerdir?
Piller ve Pillerin Çevre Kirliliği Açısından Değerlendirilmesi ile ilgili olarak kapsamlı bilgiyiwww.gerikazanim.org/html/piller.html adresinden elde edebilirsiniz. Ayrıcawww.cevreorman.gov.tr/belgeler/piller.doc adresinde de pil/akü kullanımı ve atık piller ile akülerin zararları hakkında geniş bilgiye yer verilmiştir.
Ancak konuyu özetlememiz gerekirse, şunları söyleyebiliriz:
Mesela kadmiyum, insanlarda yüksek tansiyona, kalp hastalıklarına, akciğer kanserine ve kansızlığa neden olur. Kadmiyum;
- İtai – itai ve akciğer hastalıklarına, prostat kanserine, kansızlığa, doku tahribine,
- Anfiyen ve kronik neval tübüler bozukluğa ve böbrek üstü bezlerin tahribineneden olur.
Kurşunun meydan getirdiği olumsuzluklar vücudun hassaslaşması, kuvvetten düşme, uykusuzluk, kabızlık, zihin bulanıklığı, böbrek hastalıkları ve felç olarak sıralanabilir. Kurşun; işitme bozukluğuna, sinir iletim sisteminde ve hemoglobin bileşiminde düşmeye, kansızlığa, mide ağrısına, böbrek ve beyin iltihaplanmasına, kısırlığa, kansere ve ölüme neden olmaktadır.
- Parastezi, ataksi, dişartri ve sağırlık gibi nörolojik bozukluklara,
- Merkezi sinir sisteminin tahribine ve kansere,
- Böbrek, karaciğer, beyin dokularının tahribine,
- Kromozomları tahrip edip sakat doğumlara neden olmaktadır.
7 günde Einstein gibi olmak mümkün mü?

Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu.
Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya'daki Edinburgh Üniversitesi'nin Biyomedikal Bölümü'nden Prof. Mark Lythgoes'in 1 hafta süren programı BBC'de yayınlandı.
Programa katılan 100 kişinin IQ'larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.
İşte bir haftalık program
Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.
Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.
Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.
Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.
Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.
Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.
Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
Kaynak: The Guardian-Men's Health
BU KİTAP AKLINIZI BAŞINIZA GETİRECEK!
İnternetten beynin nasıl çalıştığı üzerine makale okuduğunuza göre, beyninizle "seviyeli bir birlikteliğiniz" var demektir:) Sizi tebrik ediyor, devamını diliyoruz.
Beynin nasıl çalıştığını kapsamlı ve anlaşılır bir şekilde öğrenmek istiyorsanız, "aklınızı başınıza getirecek" bir kitap önereceğiz.
Bu kitap beyninizi "işletmek" için yazılmış, bir beyin kılavuzu.
HER ŞEY BEYİNDE BAŞLAR: AKLINIZI BAŞINIZA TOPLAMA KİTABI!
"Beyni başarı için çalıştırmak" üzerine yazdığı kitaplarla tanınan Mümin Sekman, yeni kitabında "beyni başarıyla çalıştırmak" konusunu ele aldı.
Her Şey Beyinde Başlar adlı kitap, "beyin nasıl çalışır, nasıl daha iyi çalıştırılır?" konusunu anlatıyor. Kitabın kapak tasarımı Hollywood filmlerinin afişlerini yapan Emrah Yücel'e ait.
Kitapta Türkiye'de bir yılın TBMM tarafından "beyin yılı" ilan edilmesi çağrısı da yapılıyor. Beynimizi kullanma kültürümüzü yeniden yapılandırma önerileri sunuluyor. Beyin okuryazarlığı kavramının yaygınlaştırılması amaçlanıyor.
Beynin psikolojik, nörolojik ve sosyolojik boyutlarını anlatan kitap, teknik bir konuyu anlaşılır ve eğlenceli bir şekilde sunmasıyla dikkat çekiyor.
ALFA yayınları tarafından ilk baskısı 100.000 adet yapılan kitap, Türk insanının beyin gücüne bakış açısında kırılma noktası oluşturmayı amaçlıyor.
İnsan beyninin gücünü ve gizemini anlatan kitap, "aklını başına toplamak ve hayatını 'baş'tan aşağı değiştirmek" isteyenler için...
Kitabın arka kapak yazısı:
Her şey beyinde başlar.
Başarı, mutluluk, huzur beyinden gelir.
İnsanın karakteri, kararları, kaderi kafasında şekillenir.
Bazıları baştan kazanırken, bazıları 'kafadan' kaybeder!
Beyin vücudun % 2'si olsa da, geri kalan % 98'i yönetiyor.
Önemli bir iş yaptığından başımızın üstünde yeri var!
Aklın makinesi olan beyin herkese 'bedava' veriliyor!
Çoğumuz onu nasıl çalıştırmak gerektiğini öğrenmiyoruz.
O da kafamızın içinde, kafasına göre çalışıyor!
Ürettiği duygu ve düşüncelerin sonucunu ise biz yaşıyoruz.
Biz onu kullanmasak da o bizi kullanmaya devam ediyor.
Ne düşüneceğimizi, ne yapacağımızı belirliyor.
Bu kitap beyne, beyni anlatıyor.
Aklını başına toplamak ve
hayatını 'baş'tan aşağı değiştirmek
isteyenler için...
Kitapla ilgili Mümin Sekman'la yapılmış röportajlardan seçilmiş bazı cümleler:
- "Ortalama insan beyni 1.4 kilogram, bunun da yüzde 80'i sudan oluşuyor.
Geriye kalan yüzde 20'lik katı kısmın ağırlığı yaklaşık 280 gram! Yani bir insanın hayatta ne olacağına ya da ne olamayacağına karar veren 280 gramlık bir parça!"
- "Beynin benim hobim. Benim için bu kitap bir aşk çocuğu. Bu kitap beynini içeriden dikizlemek isteyenler için yazıldı. Bir keşif kitabı.Yazarken Evliya Çelebi gibi düşündüm. Evliya Çelebi, insan beyni içinde seyahat etme imkanı bulsaydı neler görür, neler not alır, neler anlatırdı? Bu bir beyin içi seyahatname kitabı! "
- "Türk insanının beyninin ne kadarını kullandığının ölçüsü belli. Dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz, buna karşılık BM insani gelişmişlik raporuna göre 83. sıradayız. Yani ekonomimiz kendimizden daha çok gelişmiş! Beyin temelli bir kalkınma modeline ihtiyacımız var."
- "Beyni bir otomobile benzetirsek, zeka otomobilin beygir gücüne benziyor. Akıl arabanın direksiyonundaki şoför gibidir. Bilgi ise arabanın üzerinde gittiği yoldur. Zeka yaklaşık yüzde 80 oranında doğuştan geliyor. Yani sonradan geliştirilme oranı yüzde 20 kadar. Buna karşılık aklımızın yüzde 100'ünü ve daha da fazlasını geliştirebiliriz. Bu anlamda akıl en büyük imkandır. Zeka doğuştan eşit dağılmaz ama akıl zekanın dağılımındaki adaletsizliği düzeltmek için bir fırsat eşitliğidir! Akıl zekanın menajeri gibidir, onu yönetir."
- "Beyinde 100 milyar nöron denilen beyin hücresi var. Bu hücreler, kendi aralarında 10.000'den fazla bağlantı kurabiliyor. Düşünceler kafamızın içinde saniyede 120 metre hızla dolaşıyor. Yani saatte 400 kilometre hızla şeytanlık düşünebiliyoruz!"
- " Beyin gücü ya inşa eder ya da döner sahibini tahrip eder. Hedefsiz keskin zeka küpüne zarar verir! Kafanızın içinde bir bulldog besliyorsanız, ona sık sık kemik atmanız gerekiyor! Yani zeki insanların bir hedef belirleme mecburiyeti zeki olmayanlara göre daha yüksek."
27 Temmuz 2013 Cumartesi
Mutlu olmak için bunları yapın!
En büyük mutluluk hiçbir şey veya hiç kimse olmadan mutluluğu yakalayabilmektir. İşte bunu başarabilmeniz için 7 öneri.

Kötüyü çağırmaÖrneğin ofiste patronunuza selam verdiniz ve o sizi görmedi. Ne düşünürsünüz? "Kahretsin, kesin beni işten çıkaracak" mı, yoksa "Herhalde beni görmedi" mi? Veya hayatınızda beliren en ufak bir aksilikte ağzınızdan çıkan cümle "Bakalım daha neler gelecek başıma" mı olur, yoksa "Olsun, mutlaka işler yoluna girer" mi... Bizden size söylemesi; kötü şeyleri siz çağırırsınız. Pozitif düşündüğünüzde işlerinizin daha yolunda gideceğini hiçbir zaman unutmayın.
İyilik yap, iyilik bul
Japonya'da yapılan bir araştırmada kanıtlanmış bile! Başkalarını mutlu eden; kendisine ve etrafındakilere zevkle iyilik yapan insanlar diğerlerine göre çok daha mutlu bir yaşam sürüyorlarmış. Elbette etrafa iyilik yapmak kendinizi hiçe sayarak, sürekli başkalarını mutlu etmek anlamına gelmiyor. Yapacağınız ufacık bir iyilik bile kendinizi daha mutlu hissetmenizi sağlayacaktır. Bu karşıdan karşıya geçen bir yaşlının koluna girmek veya yaralı bir sokak hayvanını veterinere götürmek olabilir.
Ders alabilmek çok önemli
Başınıza kötü birşey geldiğinde veya bir işiniz istemediğiniz şekilde sonuçlandığında karamsarlığa dalıp bu konunun nedenlerini irdelemezseniz, ileride aynı şey yine başınıza yine gelebilecektir. Çünkü ders almamış olacak, ortada ders alacak bir neden-sonuç ilişkisi bile bulamayacaksanız. Herkes hata yapabilir, herkesin başına kötü şeyler gelir. Önemli olan olaydan kaçmak yerine onu doğuran şeyleri bulmak ve bir daha bu hataları yapmamaktır.
Üzerinde çok durma
Hepimizin iyi olduğu kadar kötü tecrübeleri de vardır. Fakat karamsar ve mutsuz insanlar kötü giden şeylerin üzerinde çok daha fazla zaman harcarlar. Hatta bu belli bir süre sonra iyileri hiç görmemeye kadar gider. Problemlerin üzerinde hiç durmamak da doğru değildir. Bir önceki maddede belirttiğimiz gibi problemin nedenlerini bulup, ders alıp, daha fazla kurcalamadan bir daha hata yapmamak üzere yolumuza devam etmek en doğrusu olacaktır.
Televizyonu kapat
Televizyon karşısında geçirdiğimiz her saatin mutluluk potansiyelimizden yüzde 5 çaldığını biliyor muydunuz? Çünkü televizyon pasif bir iletişim aracı ve başkalarıyla olan iletişimimizi yok ediyor. Halbuki birebir iletişim insanın mutlu olmasını sağlayan bir iletişim yolu; konuşmak, dinlemek, paylaşmak, gülmek, ağlamak... Bunları televizyonla başbaşa yapmak pek mümkün değil. Tabi ki günümüzde interaktif iletişimsiz yaşamak zor; ama bunu en aza indirgemek en faydalısı...
Yalnızken keyifli vakit geçirmeyi başar
Yalnız kalmak ve yalnız olmak arasındaki farkı keşfedin. Sadece kendinize ayırdığınız vakitler yaratın, yani yalnız kalın. Bunun ruhunuza nasıl iyi geleceğini tahmin bile edemezsiniz. Edineceğiniz bir hobi, bir spa merkezinde yapacağınız kısa bir haftasonu kaçamağı, koltuğa uzanıp okuyacağınız bir kitap gibi yalnız geçireceğiniz bu dakikalardan maksimum keyif alacaksınız. Burada denge kurmak da çok önemli. Sosyal aktivitelerinizle yalnızlığınız arasında doğru dengeyi bulun.
Zevk almayı becer
Yaptığınız iş her ne olursa olsun; bundan zevk almayı becermeniz sizi çok daha mutlu ve hatta özgüvenli kılacaktır. Biliyoruz, hepimiz ütü yapmaktan hiç hoşlanmayız. Ama yeni aldığınız bir albümü müzik setine koyup, yanınıza da sevdiğiniz bir içeceği koyduğunuzda siz farkına bile varmadan ütünüz bitmiş olabilir. Veya pek de eğlenceli geçmeyecek bir iş yemeğine davetlisiniz. O zaman siz de o gece değişik yemekler tatmayı, ve bu şekilde geceden zevk almayı deneyin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)